Kuantum Düşünce Tekniği
Kuantum Düşünce üst nitelikli bir düşünme biçimidir. Sıradan düşünce biçimlerinin değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur; daha çok vehim, kuruntu, başıboş hayaller olarak belirirler. Oysa Kuantum Düşünce’nin özel bir bilinç düzeyine girerek sunduğu özel olarak kurgulanmış sözel ve imgesel oluşumlarla insan, kendi hayatının efendisi durumuna geçer.
Evrendeki her şey bir enerjidir. İster elle tutulur ister görünmez olsun, her şey enerjinin bir formudur. Ve bu enerjilerin yaydığı frekans sadece benzer enerjilerle buluşabilir. Bizim enerji frekansımızı duygularımız belirler. Farkında olduğumuz ya da olmadığımız duygularımız, bizim frenkasımıza uygun olayları, karşılaşmaları ve durumları yaratır. Duygularımızı şekillendiren ise düşüncelerimizdir. “İnanç” ve “Duygu” dediğimiz şey, aslında ilk olarak bir “düşünce” ile başlar; bir tohum gibi sonrasında gelişir, pekişir ve duygulara dönüşür. Bize hizmet etmeyen düşüncelerimizin bırakılması zorunluluğu bundandır.
Kuantum Düşünce üst nitelikli bir düşünme biçimidir. Sıradan düşünce biçimleri kendisini tekrar eden, etkisiz ve sınırlı enerjilerdir. Değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur. Daha çok vehim, kuruntu, başıboş hayaller biçiminde kendilerini gösterirler. Oysa Kuantum Düşünce derin düzeyde, atom altı alanda etkili olabilecek tarzda bir yaratıcı düşünme biçimidir. Bilinçaltına ulaşarak, en derindeki egosal kararlarımızın farkına vardırır. Ego sadece bizim yarattığımız ya da bize giydirilmiş bir kimliktir. Kendimize uygun ya da “lâyık” bulduğumuz nitelikteki parçalardan oluşan bir elbise gibidir. Olumsuz kişisel deneyimler, “karmik aktarımlar” ve atalarımızdan aldığımız genetik negatif düşünce kalıpları sonucunda üzerimize diktiğimiz bir elbisedir bu. Biz başımıza gelenleri “kader”, giydiğimiz kimliği de “ben”, yani kendimiz sanırız. Bunun enerjisini yayar, bunların yarattığı deneyimleri yaşarız.
Kuantum Düşünce daha da ileri bir düzeyde, ortak zeka alanında işlem yapar. Bütün evreni tekamül ettiren enerjiyle işbirliğine girildiğinde, bir “kişi” olmanın sınırlı olanakları aşılıp, “bütün” ün gücüne yani Öz’e ulaşılır. O zaman da gücümüz tabii ki bütünün gücüne eşit olur. Öz, Tanrısal yanımızdır. Temel enerjisi sevgidir. Hayatımızda yaşadığımız tüm problemlerin kökünde, kişinin potansiyelini, Tanrı vergisi yaratıcılığını kullanmayıp, kendini gerçekleştirmemesi yatar. Bu basit bir “iste ve olsun” yöntemi değildir. Değiştirilmesi ve iyiye dönüştürülmesi gereken noktalarda, özel olarak kurgulanmış sözel ve imgesel araçlar kullanılır. Bilinçaltı kalıpları pozitife dönen kişi, Yaradan’ın kendisine sunduğu tüm kaynakları kullanarak kendi olma yolculuğuna çıkar ve hayatı tarifsiz mucizelerle dolar. Bu düzeyde insan, kendi hayatının efendisi durumuna geçer. En önemlisi kişi kendini ve herkesi koşulsuzca sevmeyi öğrenir. Kendini koşulsuz sevebilen kişi, tüm yaşamını mutlu ve her açıdan bolluk içinde geçirir.
Hiç kimse bu hayata kötü koşullarda yaşamak, mutsuz, sağlıksız ya da yalnız olmak için gelmemiştir. Tüm güzellikler insanın Öz’lük hakkıdır. Yaradan’ın bizden istediği de zaten budur.
Kuantum Düşünce Tekniği bireysel seansları ile yapılan bilinçaltı temizleme işleminden sonra kişilerde görülen değişimler:
- Hiçbir dışsal sebebe bağlı olmayan ve giderek artan bir huzur ve dinginlik duygusu
- Kişinin kendisiyle, karşı cins ve tüm insanlar ile, çevresiyle, kısaca hayatla kurduğu ilişkilerde giderek artan bir memnuniyet hali
- Artan bir mizah duygusu
- Bolluk ve berekette artış
- “An”da kalabilme yetisi
- Kendini olduğu gibi, saklayıp gizlemeden rahatlıkla ifade etme yeteneği
- Anlayış ve hoşgörü duygusunun belirginleşmesi
- Ruhsal, bedensel ve zihinsel açıdan sağlıklı olma hali
- Başka insanları kolayca anlamak ve yargılamadan kabul etmek
- Her şeye daha geniş bir perspektiften ve ego ötesi bir açıdan bakma durumu
- Algı ve dikkat gücünde artış
- Kuruntu, vesvese, korku ve endişelerin giderek azalması
Kısacası Kuantum Düşünce Tekniği bireysel seansları, pozitif yönde ve kökten bir değişim ile kişilerin kendi hayatlarının efendisi olmalarını sağlar.
RENGARENK SEANSLARIMIZ
Kuantum Düşünce Tekniği Seansları ortalama 1 saat sürmektedir. İlk seansta drama yöntemiyle bilinç altı analizi yapılarak kişiyi en çok etkileyen duygular, düşünceler ve yaşadığı travmatik olaylar eğitmenlerimizin kendileri tarafından tespit edilir. Ve izlenecek yol haritası çıkarılarak terapi süreci karşılıklı belirlenir.
Kuantum Düşünce sistemini kavrayabilmek için Kuantum Fiziği’nin tüm detaylarını bilmek elbette zorunlu değildir; kavram olarak bilmek yeterlidir.
Atom “bilinen” evrendeki tüm maddenin kimyasal ve fiziksel niteliklerini taşıyan en küçük yapı taşıdır. Yani atom, evrendeki her şeyin temelidir ve muazzam bir enerji birikimine sahiptir. Evren, bir atom zerresinin “büyük patlama” ile parçalara ayrılıp yayılmasıyla oluşmuştur. Bu yayılma hala her geçen gün, şu an şu saniye bile, genişlemesini sürdürür. Evrendeki her şey, ister elle tutulur ister görünmez olsun, her şey atomlarındaki enerjinin bir form almış halidir. Bu soyut ya da somut formların hepsi; gezegenler, yıldızlar, doğa, insanlar, hayvanlar, olaylar ve bunlara bağlı koşullar, duygular hepsi birer enerjidir. Her şey birbiri ile sadece benzer enerji frekansı içinde konuşur. Evrendeki farklı enerji frekanslarını evrenin farklı dilleri gibi düşünebiliriz. Sadece aynı dili konuşan kişiler, durumlar ve koşullar karşılaşır. Bu herkes ve her şey için böyledir.
Atomlar daha küçük basit taneciklere ayrıştırılabilir. Çekirdeği oluşturan proton, nötron ve etrafında farklı enerji seviyelerinde elektron bulutları vardır. Kuantum Fiziği’ne göre atom altı bir seviyede, bu bulutların aldığı form, gözlemciye bağlıdır. Yani görünen “mutlak” değildir; gözlemcisi neye odaklanıyorsa, ona göre “değişir.” Bu şu demektir: Şu anda bile büyümesini sürdüren evren, “bitmez”, “tükenmez” ve “sonu gelmez” bir yapıdadır; sonsuz olasılıklar barındırır. Gözlemci ise bu olasılıklardan sadece odaklandığı “şey”i görür. Bu odağı da gözlemcinin enerji frekansı belirler. Her şeyin temelini oluşturan atomun enerjisi, gözlemcinin enerjisine bağlı olarak form alır. Yaşamımızda “gerçek” olarak kabul ettiğimiz ve bizi mutsuz eden her şey de böyledir. Bize tek gerçek gibi görünen durumları aslında bizim enerjimiz belirler. Enerjimiz yani onu yaratan düşünce, inanç ve duygularımız değiştiğinde, iyileştiğinde, bu bizim gerçeğimize yansır.
Kuantum Düşünce Tekniği ile işte bu gerçek algısı dönüşüme uğrar.