Kuantum Düşünce Tekniği Nedir?

‘’Kuantum Düşünce’’ üst nitelikli bir düşünme biçimidir. Sıradan düşünce biçimleri, kendisini tekrar eden, etkisiz, sınırlı ve kişiyi ilerletmeyen enerjiler yaratır. Değiştirme ve oluşturma  güçleri yoktur. Daha çok kuruntu, başıboş hayaller ve yetersizlik biçiminde akar.

‘’Kuantum Düşünce’’ derin düzeyde oluşur. Özel bir bilinç düzeyine girerek, özel olarak kurgulanmış sözel ve imgesel oluşumları içerir. Bu düzeyde insan, yaratılışından kendisine bahşedilen yeteneklerini keşfederek, kendi hayatının efendisi durumuna geçer. Kişinin sosyal ve iş yaşamında gözle görülür biçimde bir verimlilik artışı, mutluluk ve başarı yaşanır.

Neden Gereklidir?

Kuantum Düşünce Tekniği, kişinin zihinsel süreçleriyle ilgilenmekten çok bilinçaltı kalıpları ile ilgilenir; her insanın içinde doğal olarak var olan yaratıcılığın ve bilgeliğin önündeki engelleri kaldırır.

Bilinçaltı kalıpları, kişinin davranışlarını belirler. Zihinsel olarak bir eğitim ve öğrenimden geçmek, davranışlarda kalıcı bir şekilde istenen sonuçları oluşturmaz. Konuşmak, anlatmak, öğretmek kişinin yaratıcılık, girişimcilik, konsantrasyon, ikna, duygusal zeka vb. yeteneklerinin harekete geçirilmesinde yetersiz kalan yöntemlerdir.

Tekniğin kişiye en önemli katkısı yetenek, beceri ve bilgilerin önünü açıp, kişinin performans kapasitesini artırmasıdır.

Eski Alışkanlıklar ve Yeni iş Modeli

– 2015 Öncesi Alışkanlıklar ile İş Yaşamı Nasıldı?

2000’den sonra tüm dünyada iş yaşamında bazı kavramlar öne çıktı. Bunlardan bazıları;

  • İçinde bulunduğun şartları kabul etmek yerine bu şartları değiştirmek,
  • Motivasyonu korumak yerine motivasyon yükseltmek,
  • Yapılması gerekeni yapmak yerine doğru olanı yapmaya odaklanmak,
  • Sayılara ve görev tanımlarına odaklanmak yerine kaliteli hizmete ve müşteriye odaklanmaktır.

 Bunun sonucunda aşağıdaki durum kaçınılmaz oldu:

Çalışanların içinde bulunduğu şartlara meydan okuması istendikçe, elbette sürekli meydan okuması gereken şartlar oluştu.

Liderlerden, çalışanlarının motivasyonlarının sürekli yükseltilmesi için çaba harcaması istendikçe, elbette motivasyonu düşük ve sürekli destek isteyen çalışanları çoğaldı.

Çalışanlar doğru olanı yapmaya odaklandıkça, düzeltilmesi gereken birçok yanlış ile karşılaştı.

Müşterilerinin problemlerini ve şikayetlerini çözmeye odaklandıkça, sürekli şikayet ve problemle karşılaştı.

Kapasitelerinin %99,9’unu oluşturan bilinçaltını yok sayarak, sadece %0,01’lik kapasiteli bilinç düzeyinde karar vermeye çalıştıkları için kararlarındaki isabet oranı düştü.

Bu eski alışkanlıkları geliştirmek için, bireyin kendisi ile ilgili algısını değiştirmesi gerekir. Bu da ancak temel stratejisini bilinçaltı düzeyde değiştirip yeni fikirler, yeni düşünceler, yeni hedeflerle bütünleştirdiğinde olur.

– Milenyumun 15. Yılında Yeni İş Modeli Neleri Zorunlu Kıldı?

Mesleki geleceğini ve umutlarını  bir an önce gerçekleştirme beklentisi içinde olanların, kendilerini başarıya götürecek yeni iş alışkanlıkları geliştirebilmeleri için zihin haritalarını yeniden yapılandırmaları gerekmektedir.

Artık işe alım ve terfi sürelerinde İK yöneticileri, çalışanlarının sahip olduğı fiziksel ve demografik niteliklerinin yanında bu nitelikleri gerçek anlamda yaşamlarına ve tabii ki iş sonuçlarına yansıtmalarının önündeki en büyük engele, yani çalışanın kendisini tanımasına odaklanmak zorundadır.

Öneri, talimat ve yönergelerle kişinin davranışını değiştirmek yerine zarar verici davranışlara sebep olan biliçaltındaki ‘’temel negatif stratejileri’’ni  değiştirmelerini sağlayarak, bilinç değişimi yaratmak çok daha kolay ve kalıcı bir seçenektir.

Kuantum Düşünce Tekniği ile Bireysel Değişim ve Profesyonel Yansımaları

  • Hiçbir dış sebebe bağlı olmayan ve giderek artan bir huzur ve dinginlik duygusu yaşanır.
  • Kendisi hakkında giderek artan bir memnuniyet hali oluşur; mizahî bakış açısı gelişir.
  • O “An”da ve ‘’Orada’’ olma becerisi ile doğru zamanda doğru yerde bulunabilme yeteneği artar.
  • Başka insanları, yüzeysel davranışlarına göre değerlendirmek yerine ÖZ’leri doğrultusunda değerlendirmek, onları kolayca anlamak ve yargılamadan kabul etmek ön plana çıkar.
  • Algı ve dikkat gücünde artış görülür. Gerçeğin bir anda aracısız kavranması, olaylar arasındaki anlam ilişkisini çabuk kurabilme yeteneği gelişir.
  • Her şeye daha geniş bir perspektiften ve ego ötesi bir açıdan bakabilme derinliği artar.
  • Koşullara uyum gösterme yeteneği çoğalır.

İş Yaşamına Yansıması;

  • Değiştiremeyeceği koşulların aslında onun yararına olduğunu bilir. Bu koşullarla işbirliği yapar. Çatışmalar azalır; olumlu iletişim artar.
  • Dedikodu ve negatif düşünce azalır. Farklılıkların sinerjisinden faydalanma, çalışanların birbirine yaklaşması ve birleşmesi olarak yansır.
  • Durumların derinlemesine görülmesini ve olayların özünün algılanmasını sağlar. Doğru ve hızlı kararlar alınmasında, isabetin artması olarak yansır.
  • Belirli iş yapış kalıplarının sınırlı stratejilerinden sıyrılır. Şirket vizyonuna yaratıcı katkının artması olarak yansır.
  • Her durum için yeni çözümler, farklı yaklaşımlar yaratır. Değişen şartlar karşısında yaşanan stresin azalmasını sağlar.

Bütün davranışların, tutumların ve inançların gerisinde ‘’çekirdek bir strateji’’ yatar. Bu strateji daha çok bir bireyi engelleyen ve yerinde saydıran kalıplardan oluşur. Bir tür zihinsel matrikstir ve hayatın bütün diğer alanları bundan doğrudan etkilenir. Daha çok bireyin kendi olamaması ve kendi varlığını reddetmesi ile ilgilidir. Kendi varlığını reddeden birey sahip olduğu potansiyeli yaşamın hiçbir alanına aktaramaz; dolayısıyla  katma değer oluşturamaz. Bireylerin çekirdek stratejileri değiştiğinde temelde hayata bakışları ve dolayısıyla iş sonuçları değişir. Yani ‘’zihninizi, istediğiniz ve arzuladığınız iş sonuçlarına “sözde değil özde” olumlu yönde odaklarsanız, “içeride” bir dönüşüm başlar. Bu da “dışarıda” bunu başarmanız için uygun fırsatların oluşmasını sağlayacak bir çekim alanı yaratır.’’

Şirketlerin çekirdek stratejileri de sahiplerinin çekirdek stratejilerinden ve/veya üst düzey yöneticilerinin toplamdaki çekirdek stratejilerinin karmasından oluşur. Şirketlerin artı değerlere geçmesi ancak çalışanların kendi değerlerini anlaması ve içinde var olan gücü açığa çıkararak şirket hedefleri ile ortak sinerji yaratabilmesi ile mümkündür.

Bireylerin elde ettikleri başarısız ‘’sonuç’’ ların değiştirilmesinin en kolay ve kesin yolu, bu başarısız sonucu oluşturan ‘’negatif çekirdek strateji’’lerinin saptanması ve pozitife dönüştürülmesinden geçer. Zamanı doğru kullanma, stres yönetimi, takım çalışması, çatışma yönetimi, mükemmellik, koçluk becerileri, liderlik vb. eğitimler bu temel stratejinin değişimi ile birlikte daha anlamlı sonuçlar yaratırlar. Egosundan sıyrılan birey sonuç ile onu oluşturan neden arasında anlamlı bir ilişki olduğunu görür.

Kuantum Düşünce, yeni çağın İnsan Kaynakları Yönetimi ve Liderlik
anlayışının yadsınamaz bir parçasıdır.

RENGARENK EĞİTİM İÇERİĞİ

Anıl Şehirlioğlu ve Şebnem Tacigut tarafından verilen eğitim; öğretmen, hekim, bürokrat, parti üyesi, yönetici, anne- baba, psikolog, antrenör, spor koçları, yaşam koçları, okul yöneticileri, doktorlar, hastane yöneticileri, tüm girişimciler, küçük işletme sahipleri ve üst düzey yöneticiler gibi profesyoneller için idealdir.